Sevgili Kendim,
Bazen umutla bazen kaygıyla baktığın, belirsizlikle dolu o yerden sana sesleniyorum: Gelecekten. Bir elinde seni hayatta tutan hayallerin, diğer elinde ise “Ya başarısız olursam?” ya da “Yanlış bir yol seçersem?” gibi sorgulamalarla dolu kaygıların var. Bu yolculukta, doğuştan bir drama yazarı olan zihnin sana eşlik ediyor; kulağına bazı senaryolar fısıldıyor. Biliyorum.
Sevgili ben; şunu bil ki zihninin niyeti seni ve beni olası tehlikelere karşı hazırlamak. Sadece bunu bildiği tek yol ile; en kötü senaryoları sahneye koyarak yapıyor. “Ya mutsuz olursam?”, “Ya işler ters giderse?”, “Ya hayallerimi gerçekleştiremezsem?” zihninin en sevdiği replikler. Evet, seni harekete geçirebiliyor ancak bazen de seni kıpırdayamaz hale getiriyor. Bu dramatik repliklerle dolu gösteri kötü niyetten değil; işini epey ciddiye alan zihnimizin bizi uyarma, koruma çabasından. Bil ki; hayatındaki önemli kararlar, bu drama yazarına ne kadar kulak verdiğine bağlı olarak daha bilinçli şekillenebilir. Onun sayesinde işlerin peşinden daha dikkatle koşar, sınavlara daha özenle hazırlanırız, ilişkilerimizde daha özenli olur, sağlığımızı korumaya çalışırız. Dik bir merdiven çıkarken korkuluklardan tutunman da; arkadaşınla zor bir konuşma yapacakken onu incitmeyecek kelimeler seçmen de onun uyarıları sayesinde gerçekleşir. Ancak ona çokça kulak verir ve her fısıltısını mutlak doğru kabul edersen ondan fayda göremezsin. Hayat yolculuğunda seni yavaşlatan, omuzlarında taşıdığın bir yüke dönüşebilir. Unutma, zihninin yazdığı bu senaryolar senin hikâyen değildir. Seslere dengeli bir şekilde kulak ver; seni yaşamak istediğin hayattan alıkoyacak kadar değil, yönlendirecek kadar.
Pek Kıymetli Kendim,
Herkes hayatı boyunca mutlaka “İyi ama, ben bu hayatta ne yapacağım?” diye düşünür. Bu, içimizi sıkıştırabilir ya da yakıt olup harekete geçirebilir. İşin gerçeği şu ki bu sorunun cevabı -oldukça klişe fakat- sende saklı. Herkesin yolu kendine özgü ve kendi rotanı keşfetmek senin görevin. Çünkü hayat; yolları, dağları, vadileri, hatta keşfedilmeyi bekleyen bilinmez noktaları olan bir rota gibi. Kimimiz düz bir ovadan geçer, kimimiz dolambaçlı bir patikadan. Mesela bazıları hızlı koşar, bazıları durur ve manzaranın tadını çıkarır. Bazen inişler, çıkışlar, bazen de seni şaşırtan zorlu virajlar olur. Ama bu, kimin daha doğru yolda olduğunu ya da kimin yolu doğru katettiğini göstermez. Sen yolunu şimdi çiziyorsun ve senin hikâyen şimdi yazılıyor. Ne erken ne de geç; tam zamanında. Bazen başkasının yolu gözlerine daha cazip ya da daha doğru görünebilir. Hatırla isterim; herkesin rotası farklı, herkesin pusulası bambaşka! Kendi pusulanla kendi rotanı katederken hata yapmaktan korkuyorsun, biliyorum. Gelecekten sesleniyorum; onlar seni büyüten ve geliştiren parçaların olacak. Hatırlıyor musun, ilk adımlarını atarken de defalarca düşmüştün. Ama her düşüşün, bir sonraki adımının daha sağlam olmasını sağladı. Senin de kendi yolunda ilerlediğinin en büyük göstergesi hatalarındır. Neticede yanlışlar doğruya giden yolları işaret etmez mi? Unutma; her hatan -zorlayıcı da olsa- yolculuğunun doğal bir parçası. Elinden geleni yaptığını biliyorum. Beni büyütmeye çalışırken en doğru olanı yapmaya çalıştığını biliyorum. Bırak, hatalarınla savaşma. Bırak, sana öğretsin. Bırak, hataların seni büyütsün. Düşmeden yürümeyi öğrenen mi var?
Zihnin gelecekle ilgili seni endişelendirirse hatırla: O zamanki sen, şimdiki senden çok daha deneyimli, çok daha güçlü olacak. Eğer vardığın yer seni hoşnut etmezse, gelecekteki sen bununla baş etmenin bir yolunu bulacak. Şimdi, sonuca değil yola odaklan. Çünkü yolculuğun kendisi seni olgunlaştıran ve büyüten şeydir. Kendine zaman ver. Nasıl ki sen, yıllar önceki versiyonundan daha deneyimliysen; gelecekteki versiyonun senden daha usta! Senin de hayat konusunda ustalaşma yolunda ne kadar gelişeceğini biliyorum. Ve o vakit geldiğinde, şimdiki halinden çok daha güçlü, daha deneyimli olacaksın. Sen bugünün yükünü taşımaktan sorumlusun, geleceğin değil. Şimdi sonuca değil, yola odaklan. Ve lütfen, bazen dur ve bir nefes al. Geleceği gelecekteki sana bırak. Bugün, kendine yaşadığını hissettiğin anlar hediye et.
Ve unutma, ben sana güveniyorum. Yolculuğuna devam et. Her adımın bir anlamı var. Seninle gurur duyuyorum.
Sevgiyle,
Gelecekteki Sen
-Klinik Psikolog Meryem Zeynep Çetin
@psikologmeryemzeynep