Nada Esmaeel, Charlotte, Kuzey Carolina’da yaşayan, kendi kendini yetiştirmiş bir görsel sanatçı ve illüstratördür. Amerika Birleşik Devletleri’nde doğup büyüyen Esmaeel’in çalışmaları, Filistin mirasını keşfetmeye devam etmesinden ve bu mirasla yeniden bağlantı kurmasından büyük ölçüde etkilenir. Eserlerinde genellikle geleneksel Filistin tatreezinin canlı renklerinden ve geometrik motiflerinden ilhamını alır. Nada’nın kişisel çalışmaları, bastırılmış Filistin tarihinin, kadınların, geleneklerin, kültürün ve toprak ile insanlar arasındaki bağlantıların kutlanmasına odaklanır. Esmaeel, yakında okurlarla buluşacak Rana Demiriz’in Gezi Rehberi’nin çizerliğini üstlendi.
Kucaklayıcı renklerin ve kültürün ön planda olduğu resimler kullanıyorsunuz. Anlattığınız Filistin hikayesinde bu imgeler neden önemli?
Filistin’i bir diaspora Filistinlisi olarak kendi gözlerimden anlama ve görme konusunda kendi kişisel deneyim ve ifadelerimi yansıtan farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum. Canlı renkler beni cezbediyor çünkü cesur görsellerin bir şeyleri hayata geçirdiğini ve görmezden gelinmesi imkansız bir enerji yarattığını hissediyorum. Filistinlileri tasvir ederken canlı, eğlenceli ve belki biraz da beklenmedik bir şeyler yapmayı istiyorum. Konu Filistinlilerin bir halk olarak kim olduklarına geldiğinde Filistin kültürü arka planda kalıyor, çünkü anlatımız çoğu zaman sadece kurtuluş mücadelemizle tanımlanıyor. İnsanların çoğu, maruz kaldıkları manşetlerin dışında Filistinli olmanın gerçekte neye benzediğini bilmiyor. Sanatım aracılığıyla buna bir bakış açısı sunmak ve aynı şekilde son derece insanlıktan çıkarılmış bir halk olarak bizi insanlaştırmak istiyorum. Kültürümüz gerçek, var ve devam ediyor - bu temel ifadeler ve egemen anlatı aksini resmetmeye çalıştığında bir direniş biçimi haline geliyor. Sanat çalışmalarımın bu duyguların yüksek sesle ilanını temsil etmesini istiyorum.
Kültürü kıyafet ve yemekler üzerinden anlatmak (Bella Hadid’in kefiyeden elbisesi) ilham verici bir bakış açısı. Bu yolda ilerlerken siz ilhamınızı nerelerden alıyorsunuz?
Gündelik şeylerin içindeki güzelliği görmek beni cezbediyor. Bence tekstil ve mutfak, bir kültürü oluşturan unsurların büyük bir parçası ve bu unsurlar sayesinde bir halk hakkında çok şey öğrenebilirsiniz. Tekstiller size bir halkın kimlerle ticaret yaptığını, işlevsellik açısından giysilerde nelere öncelik verdiklerini, bu işlevselliğin bir bölge hakkında ne söylediğini, işlenmiş motiflerin çevreleri ve değer verdikleri şeyler hakkında ne söylediğini, bir kişinin hangi kasabalara ait olabileceğini ve aile dinamiklerinin ne olduğunu vb. anlatabilir. Yemek de bu şekilde benzer olabilir - her ikisi de kişinin konuştuğu ve içinde çok fazla anlam bulabileceği bir tür dildir. Bu konularda meraklı olmanın beni doğru yöne götürdüğünü ve inilebilecek sonsuz tavşan delikleri sunduğunu görüyorum.
Dünyada Filistinli sanatçıları kucaklayıcı bir ortam oluştuğunu hissediyor musunuz? Filistinlilerin dışında Filistin’e duyarlı olan gençlerle nasıl bir bağ kurulduğunu düşünüyorsunuz?
Bu ortamların var olduğuna kesinlikle inanıyorum, sadece ana akım değiller. Filistin sanatı kamusal alanlarda her zaman bir tabu olmuştur, sanki varlığımızın herhangi bir ifadesi veya Filistinlilerin yaşadığı gerçekliğin kabulü kendi içinde ırkçıdır ve sansürlenmelidir. Zaman zaman sanat eserimin doğası gereği hak ettiği fırsatlar için reddedildiğini ve birçok kurumun basitçe “tüm bunlara dahil olmak istemediğini” hissettim. Buna rağmen, Filistin sanatını ve Filistinli sesleri kutlayan ve yükselten şeylerin bir parçası olmaya da davet edildim. Bence Filistin’le etnik ya da dini bir bağı olmayan gençler kendilerini birçok yönden daha geniş bir kesişimsel mücadelenin içinde görebiliyorlar ve bu yüzden bu davaya tutkuyla bağlılar. Filistin’de sömürgeciliğe karşı verilen mücadelenin emperyalizme ve azınlığın çıkarı için kitlelerin sömürülmesine karşı verilen daha büyük mücadelelerle nasıl bağlantılı olduğunu görebiliyorlar. Bu çağda yetişen gençler için bunun neden bu kadar belirgin olduğunu anlamak zor değil.